Sizleri biraz bunalttığımızın farkında olduğum için başlığa FED beklenen kararları açıkladı başlığı atamadım. Ne yazık ki piyasa hareketlerini FED'siz açıklamamız mümkün değil bu aşamada... Biz tatildeyken salı ve çarşamba günleri olağan Ekim toplantısını gerçekleştirdi ve kısmen tahmin edebildiğimiz kararlarını açıkladı. Kararlar beklediğimiz gibiydi ancak beklenmeyen bir durumda çıktı karşımıza... Karara katılanlar ve katılmayanlar saffında küçük bir oynama oldu. Plosser ve Fisher, IMF Başkan yardımcısıyken 2000'lerde başımıza çorap ören şimdiki FED başkan yardımcısı Stanley Fischer ile karıştırmayın, genelde muhalefet yaparlarken bu sefer daha öncekilerle tamamen diyebileceğimiz paralel kararlara katılmışlar. Kısaca kararlara değinelim, sonrasında kararlardan çıkarılması gereken mesajları belirlemeye çalışalım...
PROGRAM SONLANDI!
Yaklaşık iki yıldır süren tahvil alım programı nihayet sonlandırıldı. Eylül ayında son olarak 15 milyar dolar tahvil ve ipoteğe dayalı menkul kıymet aldı FED. Artık daha fazla likidite enjekte etmeyecek. Böylece üçüncü parasal genişleme programı (QE3) da bitmiş oldu. Tabii, elindeki tahvillerden itfa olanlar kadar aynı miktarda tahvil almaya devam edecek. Bu da piyasadaki likidite miktarına dokunmayacağı yada azaltmayacağı anlamına geliyor. Programın Ekim toplantısı ile bitirileceği belli olduğu için piyasalar takvim açıklandığında bu beklentiyi halihazırda fiyatlamışlardı. Gelelim faiz artırımı ile ilgili ne düşündüğüne...
FED Eylül toplantısı sonrası yayınladığı basın açıklamasından farklı olarak biraz daha somut ve biraz da güvercin diyebileceğimiz açıklamaları yeğlemiş. Özellikle enflasyona yaklaşımını iyimserleştirmiş. Diyor ki FED; "enerji fiyatlarının gerilemesi enflasyon üzerindeki etkiyi zayıflatabilecek. Dolayısıyla, enflasyon beklentilerle kısmen uyumlu bir görünüm sergilese bile komitenin uzun vadeli öngörülerinin altında bulunuyor."
Faiz kararında dikkate aldığı işsizlik oranı ile beraber iki temel kriterden olan enflasyon FED tarafından olumlu olarak algılanıyor geldiği nokta itibariyle... Zaten önceki toplantılarda muhalefet yapan iki üyenin gerekçeleri de enflasyon idi. Her ikisi de yazdıkları muhalefet şerhlerinde enflasyonun baskı altında olduğu, faizlerin sıfır seviyelerinde kalmasının beklentileri bozacağını savunuyorlardı. Son toplantıda enflasyona ılımlı bakışın genel kabul görmesi Plosser ve Fisher'in güvercinleşmesini sağlamış.
EMEK PİYASASI
İkinci kriter olan emek piyasasının bulunduğu koşullar üyelerce muğlakta bırakılmamış, somut gelişmelere atıfta bulunularak işlerin emek piyasasında da fena gitmediğine değinilmiş. Sonuçta, enflasyon faiz artırımını geciktirecek, istihdam verileri de yakınlaştıracak kıvamdalar Açık Piyasa Komitesi'ne göre.
Bu yüzden Eylül toplantısında olduğu gibi faiz artırımının zamanlaması ile ilgili "kayda değer zaman" vurgusunu tercih etmişler bu toplantıda da... Ancak, "veriler iyi gelirse tahminlerden önce faiz artırımı gelebilir" uyarısını da yapmışlar.
Bugün akşam saatlerinde Amerika'nın 3. çeyrek büyüme hızı açıklanacak. Beklentiler yüzde 3'ler seviyelerinde. Eğer yüzde 3 yada üstünde gelecek büyüme rakamı, Aralık 16-17 tarihine kadar emek piyasasından düzelmeyi işaret eden veri gelirse FED'i faiz artırımı konusunda hareketlendirebilir. Yine de bu yılı bir şekilde kotardık gibi görünüyor. Yani, 2.20-2.25 bandında dolar kuru, yüzde 8'lerde faizler ve 78 binlerde borsa izleyebiliriz yılsonu itibariyle...