• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Herkes on dakikalığına şöhret olsun... Ee sonra?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20.12.2014, 00:00
Yazı sihirbazı 87 yaşındaki Çetin Altan'ın 'var olmakla varlıklı olmak' arasındaki farkı anlattığı onlarca yazısı vardır, bir de sıkça 'meslek' sahibi olmanın erdemini anlatır üstat. Tadına doyulmaz yazılardır. Acıdır; gülümsetir bir an için ama anlayanın boğazına düğümlenir ikinci cümleye geçmek üzereyken. Medyanın böyle parlak, böyle şaşaalı ve iddialı olmadığı dönemlerde karar vermiştim gazeteci olmaya. "Fındık kadar beynin olsa gazeteci olmak istemezdin" demişti iki yıl önce vefat eden rahmetli Kurthan Fişek, "Gül gibi kızsın, git hemen evlen"... Fikrini almak için henüz üniversiteye başlamadan ziyaret etmiştim, bir aile dostu randevu almıştı benim için. Bozulmuştum çok, izin isteyip gitmek üzere ayağa kalkınca da "Tamam tamam, o kadar hevesliysen yap, yap ama siyasete bulaşma; hassas kızlar çok yaralanırlar" demişti; çay içmiştik... Gazeteci veya yayıncı olmak gerçekten de yürek, cesaret, bilgi, birikim, kültür, ahlak, merak, yetenek ve beyin istiyordu. Bunlara veya birkaçına sahip olmayanın bulaşacağı alanlar değildi. Ne zaman popüler bir meslek oldu, işte o zaman önüne gelenin cahil cesaretiyle zıplamak istediği bir 'mesleğimiz' oldu, nur topu gibi. "Ben de köşe yazarı olujjaammm", "Kesinlikle ekran önü istiyooojjuum" diyerek cümleye başlayan ve hayatlarında 'curriculum vitae' ne demek duymamış ergenliğini bitirememiş ergenler için güzel bir arena oldu kocaman medya dünyası. İçeri de girdi birileri. Girenler dışardakilere cesaret verdi, barındılar, kazandılar, ünlendiler ve nihayetinde kapıları içerden zorlar oldular. Dışardakiler, kendilerine benzer birileri daha girsin diye...
Sıkıcı oldu yazı, tamam örneklerle devam edelim; bakın Çetin Altan meslek sahibi olmayı nasıl tarif ediyor. "Meslek, ister üretim, ister servis alanlarında olsun dünyanın her yerinde geçerli bir donanım sahibi olmak demektir. Marangozluk bir meslektir. Elektrik mühendisliği bir meslektir. Açık deniz kaptanlığı bir meslektir. Doktorluk bir meslektir. Ama müsteşarlık bir meslek değil, bir pozisyondur. Milletvekilliği, parti başkanlığı, muhtarlık da öyle. Ve kuş bakışıyla tepeden bakıldığında Türkler mesleklerden çok, pozisyonlara meraklıdırlar. Mimar olmaktan çok, vali olmak isterler. Oysa bir vali Brezilya'da 'boş bir valilik var mı acaba?' diye iş arayamaz, bir mimar arayabilir..." Şahane değil mi? Çok seviyorum Altan'ı... Ancak memlekette ne yazık ki, mesleksizler kendilerini dünyanın hakimi ve hatta sahibi sanmakta...
Televizyonda yayın yapmayı veya bir gazetede yazıyor olmayı, meslek zannedenler var mesleksizlerin tavan yaptığı memleketimizde. Son yılların en popüler Türk ünlülerinden Eda Taşpınar, ki kendisini 'moda ikonu' olmaktan iş kadınlığına giden yoldaki başarıları sebebiyle yürekten kutlarım; "Kartvizit bana dar gelir, çok yönlü biriyim" demiş. Ne tatlı...
Herkes oyuncu, şarkıcı, televizyon programcısı, sunucu, bilir kişi! Herkes antrenör, ekranda kanal başına 75 kişi düşmekte 'fitbol' üzerine ahkam kesen. Hani yani, bir şey olsa dünyadan futbolu kaldırsalar, futbol diye bir şey olmasa ne yaparlar bilemem! Meslek nedir, iş nedir diye bir zahmet TDK sözlüğüne bakmanızı rica edeceğim. Çevrenize artık şöyle bakın, mahallenizdeki saat tamircisi, birçok CEO'dan daha kıymetli... Pazarda limon satan adam, boş konuşandan daha faydalı; karpuz atıp tutan, mideden atıp tutandan daha yeğ...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA