• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Bir derneğin duyurusu

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01.10.2014, 00:00
Pazartesi günü gazetelerde bir ilan: Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği'nin kamuoyuna bir duyurusu daha doğrusu.
Şunlar yazılı duyuruda: Ülkemizde her yıl 150.000 yeni beyin felci (inme vakası oluyor. Her bin çocuktan üçü spastik problemlerle doğuyor. Her yıl 160.000 ölümlü, yaralanmalı trafik kazası meydana geliyor.
Bu bilgiler TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ve WHO (Dünya sağlık Örgütü) verilerinden alınma.
Halkımızın yüzde 12,29'unun engelli olduğunu söylüyor dernek yetkilileri. Ve şöyle devam ediyorlar: "Biz yaklaşık 2600 kişiyle üniversite, kamu hastaneleri ve özel sağlık kurumları bünyesinde siz halkımıza hizmet veren Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzman hekimleriyiz. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Sağlık Bakanlığı'nın, son altı aydır, halkımızın branşımızla ilgili olarak, sağlık ihtiyacını ve sağlığa erişimini gözardı ederek yaptığı, birtakım düzenlemeler hakkında bilgilendirmek istiyoruz."

FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON

Sadece engelli ve yakınlarının ve de uzmanların bildiği ve dernek yetkililerinin bize duyurmaya çalıştığı sorun şu: Nisan 2004 tarihinde çıkan bir yasayla özel tedavi kurumlarında tedaviye alınacak hasta sayısı kısıtlandı.
Mayıs 2004 tarihinde yapılan düzenlemeler ile özel kurumlarda tedavi olan felçli hastaların sayısı yarıya indirildi. Eylül 2014 tarihinden itibaren de bu hastaların özel sağlık sunucularında tedavi olma hakları, tüm hayatları boyunca 60 seansla kısıtlandı. Serebral palsili (beyin ve kas hastalığı) çocuklarımız için de bu süre hayatları boyunca bir kez 30 seans olarak belirlendi.
İlanı okuduğumun günün akşamı Fox Haber bu konuya el attı ve bir hastanenin rehabilitasyon merkezine giderek hasta ve yakınlarının bu durumu nasıl karşıladıklarını gözler önüne serdi.
Genç bir çocuk vardı. Bu merkezlerde tedavi gören serebral palsili bir çocuk. Bu tedaviler sayesinde hayata tutunmuş, kendini geliştirmiş ve kendini mutlu hisseden bir genç. Onlarca seans görerek iyileşmiş ama daha da görmesi gerekiyor. Ama bu durumda fazla şansı yok. Bir daha devlet kurumlarında tedavi olma imkanı bulunmuyor. Ancak özel kurumlara gidebilir.

MAĞDURİYET ÇÖZÜLSÜN
Ya aile bunu karşılayamazsa? O zaman bu çocuk ve ona bakan annesinin hayatını karartmış ve yok etmiş olmuyor muyuz. Tatlı bir öfkesi vardı genç çocuğun: "Olamaz!" diyordu, "Olmamalı. Beni sinirlendirmeyin!" O çocuğa bu durumu anlatamazsınız. O zaman o tatlı öfkesi giderek tahrip edici bir öfkeye dönüşebilir.
Bir de küçük bir çocuk vardı. Henüz üz tedavinin başında. 30 seans dediğin nedir ki? Gün aşırı gitse iki ay. Sonrasında ne olacak? Bir yaşını doldurmamışken ailesinin ümitleri yok mu edilecek?
Engellilerin ve yakınlarının ne zorluklar çektiğini atv'de yayınlanan Müge Anlı'nın programında görüyoruz. Tekerlekli ve akülü sandalyelere ne kadar ihtiyaçları olduğunu da. Özel kurumlar veya dernekler bu konuda maddi yardım yapabiliyorlar. Parası olandan sandalye alıp, olmayana hediye ediyorlar. Ama ya tedavi? Bunda uzmanlardan başka kimsenin yardımı olmaz. Onların da eli kolu bağlı işte. "Hasta mağduriyetinin çözümlenmesi en büyük arzumuzdur" diyerek muhatap resmi kurumlarla görüşmelerinin devam ettiğini de söylüyorlar. Umarız sorun bir an önce çözülür...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA