İzmir'de yapımı yılan hikayesine dönen stadyumlar konusunda hükümet ile büyükşehir belediyesinin uzlaştığına dair Ankara'dan kuvvetli işaretler geliyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı kaynaklarından edindiğim bilgiye göre Göztepe'ye yapılacak stadyumla ilgili hemen hemen hiçbir pürüz kalmadı...
Göztepe'nin yeni stadı Gürsel Aksel'e değil, Uzundere'ye yapılacak...
Stat, Uzundere Kentsel Dönüşüm alanı içinde inşa edilecek...
Hukuki sorunlar aşılırsa Gürsel Aksel için çıkılan ihalenin şartları aynen geçerli olacak.
Stadyumun altyapı, diğer spor alanları ve yolları ise büyükşehir belediyesi tarafından yapılacak.
Göztepe Başkanı Mehmet Sepil'in maliyetini kendi cebinden karşılama taahhütü ile stat kapasitesini 25 bine çıkarma önerisine ise bakanlık pek sıcak bakmıyor...
Yine de Sepil'in önerisi şu aşamada tamamen gündemden düşmüş değil...
Göztepe'nin yeni stadının en geç 1 yıl içinde tamamlanması planlanıyor...
Bakanlık ve Büyükşehir arasındaki asıl problem beklendiği üzere Karşıyaka'da...
Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasındaki stat zirvesi de Karşıyaka'daki kördüğümü çözmeye yetmedi.
Büyükşehir'in 'Ya Örnekköy ya Çiğli' ısrarına Ankara'dan olumlu bir cevap gelmedi...
Kocaoğlu'nun o zirvede gündeme getirdiği "Statlardan birini biz, diğerini siz yapın" önerisi de kabul görmedi.
Bakanlık şu an için Yalı projesinin arkasında duruyor...
Ancak mantıklı bir öneri gelmesi durumunda Bakanlık da Yalı konusunda ısrarcı olmayacak...
Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç'ın önümüzdeki günlerde İzmir'e yapacağı ziyarete kadar tarafların Karşıyaka Stadyumu konusunda da bir uzlaşmaya varması sürpriz olmaz...
İzmir'in bir türlü çözülemeyen stat probleminde son durum böyle...
Bedelli'ye noktayı Erdoğan koydu
Ağustos ayının başında "Asker bedelliyi neden istemiyor" diye bir yazı kaleme aldım.
Ertesi gün Bedelli Askerlik lobisi tarafından adeta linç edildim.
Türkiye'nin her tarafından organize biçimde gelen hakaret ve tehdit telefonları-mesajlar aldım.
Oysa o yazı, "Nasıl olsa bedelli çıkacak" umuduyla hayata ilişkin planlarını hep erteleyen gençler ve aileleri için uyarı niteliğindeydi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı "Şu anda bu işin artıları ve eksileri var. TSK'nın kanaatini bir kenara koymak mümkün değil" açıklaması beni haklı çıkardı.
TSK'nın kanaatinin ne olduğunu öğrenmek isteyenler için Ağustos'taki yazının bir bölümünü yeniden hatırlatmakta fayda var...
İşte Genelkurmay'ın Bedelli raporunun satır başları...
- Bedelli beklentisi askerlikten kaçışları artırıyor. Bedelliye başvurmayı düşünmeyen gençleri de zedelenen eşitlik ve adalet duygusu nedeniyle askerlikten soğutuyor.
- TSK her celp döneminde 100-110 bin asker terhis edip, aynı celp döneminde bunların yerini doldurmak zorunda. Oysa bedelli beklentisi nedeniyle her celp döneminde 15-20 bin kişi askere gitmiyor. Bu 5 yıllık dönemde 100-150 bin açık oluşacağı anlamına geliyor.
- TSK, bin 200 kilometrelik bir sınır hattını koruyor. Suriye ve Irak'taki gelişmeler nedeniyle ülke güvenliğinin her zamankinden daha fazla ön planda olduğu bir dönemden geçiliyor. Bunun yanında iç güvenliğin de sağlanması gerekiyor. Asker kaçağı sayısı had safhadayken yeni bir bedelli uygulaması TSK'nın dengelerini sarsabilir...
- Bedelli uygulaması sırasında verilen 15-30 günlük temel eğitim evresi askerlik gerçeğine tamamen aykırı. Kişiye hiçbir şekilde silah tanıma ve kullanma yeteneği sağlamıyor. Dolayısıyla on binlerce genç askerlik yeteneği kazanamadan terhis oluyor.
- Bakaya sayısı son yılların en yüksek sayısına (750 bin) ulaşarak rekor kırdı. Bunda bedelli beklentisinin büyük etkisi var.