Cesaret edip de niye demedim?
Dizimi, bağrımı dövdüm o kadar
Aşkımı bir türlü söyleyemedim
Haftalar aylara, aylar yıllara
Ulandıkça arttı bendeki yara
Karşına erkekçe çıkıp bir ara
Aşkımı bir türlü söyleyemedim
Yiğittim, mağrurdum, vakurdum amma
Şiirle gönüller dokurdum amma
Bin kişiye meydan okurdum amma
Aşkımı bir türlü söyleyemedim
Mağlup olduğunda aklıma restim
Kaç kere düşümde yolunu kestim
Ben ki deli dolu, koca reistim
Aşkımı bir türlü söyleyemedim
Tam sana demeye vardığım anlar
Sanki çekilirdi damarda kanlar
Kurt ağzı bağlattı belki düşmanlar
Aşkımı bir türlü söyleyemedim
Pişmanlık boynumda madalya şimdi
Beni engelleyen, durduran kimdi
Haykırmak, söylemek benim işimdi
Aşkımı bir türlü söyleyemedim
Söyleseydim eğer ben en azından
Düşmezdim yollara hayal izinden
Bir ömrü mahvettim dilim yüzünden
Aşkımı bir türlü söyleyemedim
KENAN ÇARBOĞA/ SİVAS
DÜNYA HÂLİ
Bu dünya bir uzun katar
Biri iner biri biner
Gün gelir toprağa katar
Hanene baykuşlar tüner
Oğlum deme, kızım deme
Hak’la geldin sen bu deme
Sırrını halka söyleme
Ağyar duyar, âlem kınar
Neye yarar malın, mülkün
Terk ederler seni ilkin
Tövbe et, şaşırma, silkin
Yaradan kulunu sınar
Güvenilmez elkızına
Aldanma işve, nazına
Yürekten yanmaz sızına
Yanarsa bir anan yanar
Ne parada ne pulda ol
Her zaman doğru yolda ol
Öksüz, yetime dulda ol
Bir kuş bir çalıya siner
Elest Bezmi’nde özünden
Verdiğin o söz yüzünden
Ölsen de dönme sözünden
Dünya fırıldaktır, döner
KENAN ÇARBOĞA/SİVAS
KESİK MÂNİ
Serince
Bir yel eser serince
Gönül hayli yanıktır
Bir teselli ser ince
Ruhlar şaduman olur
Göğe bayrak serince
Yaya kaldık
Ok ile yaya kaldık
Kurt sürüyü bitirdi
Kuşları yaya kaldık
Eller gitti Merih’e
Biz hala yaya kaldık
Geçmişini
Geçmiş eş, geçmiş ini
Ben nereden bileyim
Soysuzun geçmişini
Fazla söze ne hacet
Gelmişi geçmişini
Düşüne
Aklı olan düşüne
Bilmez misin köpeğin
Emeli ne düşü ne?
Gündüz gördüğü kemik
Gece girer düşüne
Kapalı
Kap beyazı, kap alı
Adalet göçüp gitti
Kadı mührü kapalı
Bu yüzden ki bahtımız
Yüz senedir kapalı
KENAN ÇARBOĞA/ SİVAS