Hırsız bir işyerinden kasayı alıyor, uzun uğraşlar neticesi kasayı açmak mümkün olmuyor. Ne yapsın? Atsa atamıyor, satsa satamıyor, kucakladığı gibi dalıyor sanayi sitesine… Açtırıyor; içinden artık ne çıktıysa? Aldığı gibi vıın.. Ustalar arkasından baka kalıyorlar… bu hırsıza cesaret ödülü verilmezde ne verilir?!..
    Yine hırsızın biri, mağazadan tişört, kazak ne bulursa alıyor. Kameralar çekiyor. Polis kontrol ve araştırmasında teşhis ediliyor ve yakalanıyor. Nasıl mı kısa zamanda enseleniyor? Çaldığı kazaklardan birisini giymiş de ondan. Bu cesaret tabii ki abdallık. Yalnız bu hırsız demek ki, satmak için değil, giymek için bu işlere soyunmuş!..
Bu hırsıza da cesaret madalyası yanı sıra, birde abdallık madalyası takmak lazım!... esasında en büyük madalyayı hak edecek hırsızlar, çaldıkları arabayı sahiplerine “satsam alırmısın?” diye teklif götürenlerdir. Şapka çıkarılır bu cesarete şapka.. Eh ne diyelim? Çağa uyuyorlar.